Yol Haritası

Türkçe domain piyasası için bir kırılma dönemini yaşıyoruz. Kaliteli Türkçe isimler artık çok daha az düşüyor. Bunun üç temel nedeni var. Birincisi, geçtiğimiz 20 yılda bu alan adlarının bazıları son kullanıcılar tarafından satın alındı. Kimi geliştirildi, kimi geliştirilmeyi bekliyor, kimi ise koruma amaçlı tutuluyor. Bu domainler şirketleri için önem arz ediyor. İkincisi, piyasayla yakından ilgilenmeyen domain sahipleri bile artık domainlerin değerli varlıklar olduklarından haberdarlar. Ellerindeki isimlerin değerini tam kestiremeseler de, ellerinde bir değer olduğunun farkındalar. Üçüncüsü, kaliteli alan adlarının önemli bir kısmı yatırımcıların elinde toplandı. Bu isimlerin çoğu açık artırmalardan ya sahiplerinden yatırım amaçlı alındı. Bazıları bugüne kadar bir kaç kez el değiştirdi. Yatırımcılar düşürme olasılığı en düşük grubu oluşturuyor.

Bu üç etken domainlerin daha az düşmesinin yanında, genel anlamda fiyatların da yükselmesine neden oluyor. Giderek piyasada yatırımcı açısından fırsat seviyesinde daha az isim görüyoruz. Bu sadece ucuz arzın azalmasından kaynaklanmıyor. Aynı zamanda eskiye kıyasla çok daha fazla insanın bu fırsatların peşinde olmasından kaynaklanıyor. Elbetteki fırsatlar hala var ve her zaman da var olmaya devam edecektir. Bu, geçmişe kıyasla daha az olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Eskiden günde onlarca alınmaya değer Türkçe domain düşerken, bugün bir kaç tane düşerse hareketli bir gün sayıyoruz. Eskiden gördüğümüzde burun kıvırdığımız isimleri bugün mumla arıyoruz. Bunun benzerini satılık domainler için de söylemek mümkün. Artık her gün saatlerce domain listelerini taramak için de, açık artırmaların başında saatler geçirmek için de yeterli neden yok. Türkçe piyasası özelinde konuşursak, domain yatırımcılığı profesyonel anlamda ölçekli yapılacak bir işten, nokta atışlı yapılacak bir işe dönüşüyor.

Altın çağını yaşayan Çin piyasasını saymazsak, yabancı pazarların büyük bir kısmı bu olgunluğa bir kaç yıl önce ulaşmıştı. Önemli yatırımcıların yavaş yavaş açık artırmalardan çekilip nokta atışı alımlara ağırlık verdiğini, portföylerini değerlendirmek için satış alanında uzmanlaşmaya başladığını ve yeni girişimlere yöneldiğini gördük. Ben de artık Türkçe piyasasında yatırım alanımın giderek daraldığını görüyorum. Portföydeki diğer domainlerin kalitesinde, yatırımlık yeni isim bulmakta zorlanıyorum. Yaklaşık 18 yıldır domain yatırımcılığı yapıyorum. Çok uzun yıllar daha bu işi yapacak olsam da, bir süredir hem değişikliğe gitmenin, hem farklı gömlekler giymenin zamanın geldiğini düşünüyorum.

Yabancıların çok fazla piyasa yapıcıya sahip olmak gibi bir avantajı var. Piyasa yapıcılar sektörde diğer alanların da büyümesini sağlıyor. Bunu kimi zaman yayıncılık yaparak, kimi zaman bilgi paylaşarak, kimi zaman sponsor olarak, kimi zaman girişimleriyle yapıyorlar. Dolayısıyla forumlardan, pazaryerlerine, bloglardan, etkinliklere, yazmanlardan, uzantı operatörlerine bu alanda çok fazla kişinin ve şirketin sektörde faal olmasında rol oynuyorlar. Türkçe piyasasındaki çaba ise bir avuç insanın kendince ittirmesinden ibaret. Portföy sahiplerinin çok büyük bir bölümü edilgen durumda. Önümüzdeki yıllarda bunun değişmeyeceğini ve hatta şu anki portföy sahiplerinin daha da etkisiz olacağını düşünüyorum.  Buna rağmen, sektörle ilgilenen insan sayısının giderek artması bu alanda bir şeyler yapmak isteyenlerin ihtiyacı olan enerjiyi karşılayacaktır.

Sektörün büyümesini istiyorsak bizde de birileri elini taşın altına koymalı. Bugüne kadar başkalarının çabalarını destekleyerek sektörde katkıda bulunmaya çalıştım. Bunda da gerek etkinlik, gerek pazaryeri olsun belli bir başarıya ulaştığımıza inanıyorum. Bu alanda çaba gösteren diğer girişimlere ve kişilere de destek olmaya çalışıyorum. Bütün bunlar önemli olsa da, daha etkin bir rol oynamam gerektiğine inanıyorum. Zira başkaları gibi kendimi suyun akışına bırakmayı uygun görmüyorum. Bu yüzden bir dizi karar aldım. Bunların bazılarını ilgilenenlerle aşağıda paylaşacağım.

Kararlarımdan en önemlisi Türkiye’ye ya da nispeten yakın bir ülkeye taşınmak. Türkiye’nin Türkçe domain piyasasının lokomotifi olma zamanın yaklaştığını düşünüyorum. Muhtemelen şaşıracaksınız ama 80 milyonluk ülke nüfusuna rağmen, Türkçe yüksek fiyatlı domainleri alan müşterilerimizin çoğunluğunu yurtdışındaki Türkler ya da şirketler oluşturuyor. Bu durumunun bir kaç yıl içinde değişeceğini inanıyorum. Bu yüzden Domainler.com’un operasyonun Türkiye’den yürütülmesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Ülkeye dönüşümü biraz erteleyince, sitenin açılışını da geciktirmek durumunda kaldım.

Domainler.com ile birlikte kiralama hizmetine başlayacağımızı duyurmuştum. Alan adı fiyatları alternatif pazarlama masraflarına kıyasla çok ucuz olmasına rağmen, bir çok girişimci için kaliteli bir ismi peşin almak kolay değil. Girişimi için kaliteden vazgeçmek istemeyen, ama bütçesi de yeterli olmayan kişiler için kiralamanın iyi bir seçenek olduğunu düşünüyorum. Başka bir önemli portföy sahibinin bir yılda 100 civarı Türkçe isim kiraladığına dair haber okumuştum. Şu anda o kadar yoğun bir talep aldığımızı söyleyemem. Yine de ayda bir kaç tane bu yönde istekle karşılaşıyoruz. Site açıldıktan sonra bu rakam bir miktar daha artacaktır. Kullanımdaki kaliteli domainlerin artmasının, başka kiralama ve satışlara da faydası olacaktır.

Uzun zamandır Türkçe alan adı satışlarını nasıl daha fazla artırabileceğimizi, piyasayı nasıl daha akışkan yapabileceğimizi düşünüyorum. Satışta bilinç, ihtiyaç ve sermaye kadar, haberdar olmanın da önemli etkisi oynuyor. Bu konuda kafamda klasik bazı yöntemlerin yanında, yenilikçi bir girişim de bulunuyor. Domainler.com, AlanAdları benzeri bir yapı olmayacak. Sitede sadece kendi portföyümüz yer alacak. Bununla birlikte, kendi pazarlamamız için çalışırken başkalarının satışına da katkı sağlayacak çeşitli hizmetler sunacağız.

Türkçe portföyümüzü geliştirmeye devam edeceğiz. Ancak bu gelişim nicelik değil, nitelik olarak olacak. Diğer yatırımcılarla giderek daha az açık artırmalarda karşılaşacağımızı tahmin ediyorum. Sitemiz açılınca her ay sınırlı sayıda domaini indirimli yayınlayacağız. İşlerimiz için öncelikli olmadığını düşündüğümüz bazı isimleri aylık açık artırmalarda listeleyeceğiz. Bütün bunları yaparken nokta atışı alımlarla portföyümüzü güçlendirmeye çalışacağız.

Başından beri alıcılar kadar, yatırımcıların da bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde 2-3 haftada bir bloguma yazmaya çalışacağım. Yıl sonuna kadar blogumda birikecek yazıların, konuyla ilgilenen kişiler için rehber niteliğinde olacağını düşünüyorum. Daha sonra blogumu kişisel deneyimlerim ve girişimcilik ağırlıklı yazılar için kullanmayı düşünüyorum. Alan adlarıyla ilgili yazıları ise domainler.com’un kurumsal blogundan okuyabileceksiniz.