Aylık arşivler: Mayıs 2015

Kızamazsınız

Geçtiğimiz günlerde genç bir domain yatırımcısıyla yazışıyordum. Önde gelen çoğu alan adı yatırımcısının pasif kalmasına kızıyor, sektörü bilinçlendirme konusunda fazla bir şey yapmadıklarından yakınıyordu. Buna benzer tepkilere, daha önceden de, katıldığım etkinliklerde şahit olmuştum.

Bir domain yatırımcısının edilgen kalmasının çeşitli nedenleri olabilir. Özel koşulları vardır, sarfedeceği çabanın bir fayda getireceğini düşünmüyordur, zamanlama olarak daha erken olduğunu düşünüyordur, zamanını ve enerjisini başka işe ayırmak zorunda kalıyordur, yeterli bilince sahip değildir, ya da belki bilmediğiniz bir şekilde destek oluyordur. Son 4 yıldır alan adı piyasasının gelişmesi için en çok uğraşan kişilerden biri olsam da, erken olduğunu düşündüğüm ve bilinçsiz insanlarla uğraşmak istemediğim için ben de uzun yıllar geri planda kalmayı tercih ettim.

İdeal olan insanın para kazandığı alana katkıda bulunmasıdır, fakat kimseye de etkin olmuyor diye kızamazsınız. Sadece daha etkin olmasını arzu edebilirsiniz. Başkalarının edilgen olması sizin de öyle olmanıza veya moralinizin bozulmasına neden olmamalı. Başkalarının ne yapıp ne yapmadığına bakmadan, kendi çıkarlarınız için gerekeni yapmalısınız. Sonuçta kendi yararınızı başkasına bırakamazsınız.

Bilinç

Türk domain yatırımcılarının ortak düşüncesi, Türkiye’de alan adları konusunda yeterli bilince sahip olunmadığı yönünde. Bu görüşe ben de katılıyorum. Çoğu son kullanıcı bırakın doğru alan adı seçiminin önemini veya alan adı piyasasını bilmeyi, alan adlarının satın alınabilir olduğundan bile habersiz. Bu durumdan yakınmak yerine, bu durumu değiştirmek için uğraşmamız gerektiğini düşünüyorum. Zira bilinç kendiliğinden oluşan bir şey değil. Şirketlerin ve girişimcilerin bilinçlenmesinde en büyük sorumluluk, domain sektörünün oyuncularına düşüyor.

Yurtdışında bu sektörün gelişmesi, bu alanda faaliyet gösteren yazman, park sağlayıcısı ve pazaryeri gibi çeşitli şirketlerin yanı sıra, domain yatırımcılarının yoğun çabası sayesinde oldu. Marc Ostrofsky’nin rekor business.com satışıyla başlayan domain sektörüne medyanın ilgisini çekme gayreti daha sonra da devam etti. Birbirleriyle ilk kez 1999-2000 yıllarında GreatDomains ve Afternic pazaryerlerinin sohbet odalarında karşılaşan domain yatırımcıları, daha sonra Dnforum, DomainState gibi forumlarda buluştu. Ağırlıklı olarak alan adı ile ilgili konuların paylaşıldığı bu forumların, kimisinin onbinlerce, kimisinin yüzbinlerce üyesi oldu. Bu forumlar aynı zamanda açık artırmaların  ve satışların yapıldığı yerler haline geldi. İleri seviyede bilgilerin de paylaşıldığı bu forumlarda oluşan bilgi birikimi, hukukçusundan yatırımcısına domainlerle ilgilenen kişilerin,  uzmanlaşabilmesine olanak sağladı. Sektör büyüdükçe bu alanda hizmet sağlayan Domainsponsor, Domaintools, Sedo, Snapnames gibi yüzlerce farklı yeni girişim açıldı. Bu şirketlerin çoğu  hem kendini hem sektörü büyütmek için tanıtım faaliyetlerinde bulundu. 2002 yılında gazeteci kökenli bir domain yatırımcısı DNJournal.com’u açtı, domain satışlarını haftalık olarak raporlamaya ve duyurmaya başladı. Bunu yaparken de sadece güvenilir verileri yayınladı. 2004-2005 yıllarında Domainfest, TRAFFIC gibi konferanslar düzenlenmeye başlandı. Hem domain yatırımcılarını bir araya getirmeye, hem de sektöre olan ilgiyi artırmaya yönelik bu etkinliklere, dünyanın her yerinden 500 ile 1500 arası kişi katılmaya başladı. Genelde bir kaç gün süren konferanslarda internetten canlı olarak yayınlanan açık artırmalar da düzenlenmeye başlandı. Bu açık artırmalarda milyonlarca dolarlık satışlar oldu, bu satışların basında yer alması için çaba sarfedildi. 2005-2006 yıllarında başta Rick Schwartz, Frank Schilling, Michael Berkens olmak üzere bir çok domain yatırımcısı blog açmaya başladı. Bu blogların bazılarında yüzlerce, bazılarında binlerce yazı birikti ve bazıları hala sektöre yön vermeye devam ediyor.

Türk ekosistemi ise yukarıda detaylıca bahsettiğim tüm bu sürecin büyük oranda dışında kaldı. Özetlemek gerekirse, NICTR’nin uyguladığı ilkel politikalar uzun yıllar bizde alan adı piyasasına hem bir önyargı, hem bir bilinçsizlik oluşmasına neden oldu. Bu yüzden önde giden alan adı yatırımcılarının çoğu, geri planda kalmayı tercih etti. Yalnızca alan adlarının konuşulduğu ve uzman kişilerin katıldığı bir Türkçe forum ne yazık ki olmadı. Genel webmaster bloglarının bir alt forumları şeklinde yer alan domain forumları ise çok yetersiz kaldı. Bu forumlar her önüne gelenin yorum yaptığı, az sayıdaki uzman görüşünün arada kaynadığı, en temel konuların bile tekrar tekrar tartışıldığı yerler olmaktan öteye geçemedi. Türkçe teknoloji bloglarında sınırlı sayıda yazıyı saymazsak, uzun yıllar sektörü bilinçlendirmeye yönelik pek bir faaliyet de olmadı.

Geçtiğimiz 3-4 yıl ise Türkçe alan adı piyasası için kırılma noktası oldu diyebiliriz. Kendisi de bir yatırımcı olan Yusuf Esenkal, düzenlediği Domain Etkinliği organizasyonlarıyla hem sektör oyuncularını ilk kez bir araya getirdi, hem de sektörün bilinçlenmesinde önemli rol oynadı. Yine bir domain yatırımcısı olan Okan Yıldırım 2012’de Türkçe alan adları için bir pazaryeri açtı. Açıldığından beri AlanAdlari.com’da piyasanın oluşmasında ve toparlanmasında önemli bir rol oynadı. Aynı dönemde açılan Domainom bu konuda kaliteli Türkçe içerik sağlamaya başladı. Onu Bilgedomain, DomainDoktoru gibi bloglar izledi.

Yabancı alan adı piyasasındaki bilinçlenme ve bilinçlendirme süreçlerini bizimkiyle kıyaslayınca, araya 10-15 yıllık bir fark çıkıyor. Bu yüzden, iki piyasa arasındaki satış farklarına da hiç şaşırmak gerekiyor. Elbette tek etken değil, ama alan adı bilinci ile satış fiyatı arasında doğru bir orantı var. Değerinde satışların gerçekleşmesi ancak bilinçli son kullanıcılarla mümkün. Başta da söylediğim gibi, bu konudaki en büyük sorumluluk bizlere düşüyor.